Kamu Başdenetçisi Malkoç: “Darbeciler bir mikroptur, Covid-19 gibi bir hastalıktır”

BEĞENDİM

ABONE OL

News

19 üzere bir hastalıktır. Bunlar da mutasyon geçirerek darbeleri çeşitlendirerek yollarına devam etmeye çalışmışlardır” dedi.

Kamu Başdenetçisi Gurur Malkoç, 27 Mayıs 1960 darbesinin 61’inci yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada 61 yıl evvel Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki bir küme cuntacının seçilmiş hükümeti devirdiğini söz ederek, “Gayrimeşru yollarla devirmiş oldu ve devrin de başbakanı olan sayın Menderes’i de idam ettiler iki arkadaşıyla birlikte. Bu Türk demokrasi tarihi açısından bir yüz karasıdır. Bunlar, cuntacılar dünyanın her yerinde birebir teknikleri kullanmaktadırlar maalesef. Şunu da belirteyim ki halk kendi iradesini silah çekmiş olanlara hiçbir vakit tasvip etmedi. Bunların hesabını sandıkta sordu. Bugün ortadan 61 yıl geçmiş olmasına karşın Menderes ve arkadaşları rahmetle anılırken, bu darbeciler, Menderes’i ve arkadaşlarını katledenler hiçbir vakit düzgün hisle anılmadı. Millet günde beş vakit namazında Menderes ve arkadaşlarına dua ederken, bunları makus hislerle andı” sözlerini kullandı.

“Darbeciler de bir mikroptur, Covid-19 üzere bir hastalıktır”

1960 yılında yapılan darbenin en büyük ziyanı TSK’ya verdiğini belirten Malkoç, “Komuta kademesinin, bilhassa generallerin yüzde 95’i tasfiye edilmiş, Yargıtay, Danıştay, Yüksek Yargı’nın yüzde 80’i tasfiye edilmiş ve karabasan üzere üstlerine çökmüşlerdir. En büyük ziyanı Türk halkına olmuştur. Türkiye’nin demokratikleşmesi yolunda, hukukun üstünlüğü yolunda, insan hakları yolunda büyük bir darbe vurmuştur. En kıymetli tesiri de 1960’dan sonra çabucak hemen her 10 yılda bir Türkiye’de ya bir darbe olmuştur, darbe teşebbüsü olmuştur yahut muhtıra yayınlanmıştır. Bugün günümüzde Covid-19 salgını yaygın. İşte bu darbeciler de bir mikroptur, Covid-19 üzere bir hastalıktır. Bunlar da mutasyon geçirerek darbeleri çeşitlendirerek yollarına devam etmeye çalışmışlardır” diye konuştu.

“Türkiye’de demokrasinin daha çok gelişmesini dilek ediyoruz”

Türkiye’de yapılan darbelere ABD’nin onay ve dayanak verdiğini söyleyen Malkoç, darbelerin gayesinin Türkiye’nin gelişmesini, refahını, huzurunu ve kalkınmasını önlemek olduğunu belirtti. Malkoç, yapılan darbelerin Türkiye’yi geride bıraktığını tabir ederek, “Halkı böldüler ilerici, gerici, laik, antilaik, sağcı, solcu, bunları böldüler. Halkı tahrik ediyorlar, içerisine fitne sokuyorlar. Yurt dışıyla irtibatlı olan TSK içerisindeki cuntaları harekete geçirip, demokrasiye son veriyorlar. Biz haklı olarak Türkiye’de demokrasinin daha çok gelişmesini dilek ediyoruz” formunda konuştu.

“Milletimizin kahramanlığı, sayın Cumhurbaşkanımızın feraseti, hamaseti, dirayetiyle bu darbe önlenmişti”

Yapılan darbelere futbol üzerinden örnek veren Malkoç, şunları kaydetti:

“Her 10 yılda bir Türkiye Futbol Federasyonu kapatılsa, Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor’un yöneticileri mahpusa konulsa, futbolcularına futbol oynama yasağı getirilse Türkiye’de futbol gelişebilir mi? Şunu memnuniyetle belirteyim ki 1960’da başlayan bu darbeci gelenek 15 Temmuz 2016’da birebir darbe teşebbüsünde bulunduğunda sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın halkımızı demokrasiye sahip çıkmak için, ulusal iradeye hukukun üstünlüğüne sahip çıkmak için alanlara, sokaklara davet etmesine milletimiz büyük bir oranda katılmış ve darbecilere direnmiştir. Şehitlerimiz olmuş, gazilerimiz olmuş lakin milletimiz demokrasiye sahip çıkmıştır. Bu son derece memnuniyet vericidir. Milletimizin kahramanlığı, sayın Cumhurbaşkanımızın feraseti, hamaseti, dirayetiyle bu darbe önlenmiştir. 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsüne karşı Türk Polis Teşkilatı direnmiştir. TSK’nın içerisinde demokrasiye, hukuka bağlı olan askerler direnmiştir. TBMM Lideri sayın İsmail Kahraman TBMM’yi toplantıya çağırmış ve partiler darbeyi kınamıştır. Bu Türkiye için sevindirici olaydır.”

Türkiye’de artık darbelerin olmayacağının altını çizen Malkoç, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Ben inanıyorum ki Türkiye bundan sonra 15 Temmuz darbesine karşı koymanın deneyimiyle ve 15 Temmuz’dan sonra yapılan idari, hukuksal düzenlemelerle birlikte bu darbeler bundan sonra kolay kolay olmayacaktır. Türkiye 2023 maksatlarına, 2053 maksatlarına ulaşırken demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları üzerinden yükselecektir. Dünyada da refah, huzur açısından da örnek bir ülke olacaktır. “