Dünyayı ‘amatör şef’ yaptık

Geçtiğimiz yılı 2,6 milyar dolar ihracatla kapatan ev ve mutfak eşyaları sektörü, Türkiye’nin toplam ihracatına verdiği katkıyı pandemi döneminde de sürdürüyor. İhracat odaklı üretim yapan sektör, Ocak-Eylül döneminde 1 milyar 751 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu rakamın yüzde 35,8’lik dilimini küçük elektrikli ev aletleri oluşturuyor.

Küresel salgından hemen her sektörün olduğu gibi ev ve mutfak eşyaları endüstrisinin de olumsuz etkilendiğini ifade eden Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği Başkanı Burak Önder, “Pandemiyle birlikte Mart-Nisan ve Mayıs aylarında yüzde 51’e varan daralmalar yaşadık. Yeni normalin başlangıcı olarak kabul edilen Haziran’da ise yüzde 33 büyüme yakaladık. Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında da yüzde 13’e varan büyüme ivmesi gerçekleştirdik. Bu dönemde bazı fabrikalarımız ürün yetiştirmekte zorlandı. Küresel salgın nedeniyle dünya evine kapanınca mutfakta geçirilen süre doğal olarak arttı. İnsanlar restoranlarda yediği yemekleri evlerinde yapmayı denedi. Bu durum zaman yönetimi açısından da insanlara motivasyon kaynağı oldu. Rakamlar da bunu destekler nitelikte. İlk dokuz ayda gerçekleştirdiğimiz 1 milyar 751 milyon dolar ihracatın yüzde 35,8’lik kısmını elektrikli küçük ev aletleri oluşturdu. Metal mutfak eşyaları yüzde 32,2, plastik ev ve mutfak eşyaları yüzde 18,8, cam sofra ve mutfak eşyaları yüzde 9,6, seramik ve porselen mutfak eşyaları ise yüzde 3,7 oranında ihracattan pay aldı” dedi.

Türk ev ve mutfak eşyaları sektörü geçtiğimiz yıl en fazla ihracatı yüzde 54,8 ile Avrupa ülkelerine gerçekleştirdi. Orta Doğu yüzde 23,2 pay alırken, Afrika ülkelerine gerçekleştirilen ihracat yüzde 14,5 olarak hesaplandı. Önder, “Sektör ihracatında ABD yüzde 2,1, Latin Amerika ülkeleri ise yüzde 1,9’luk paya sahip. Bu rakamları çok daha yükseğe taşımak bizim elimizde. Pandemi nedeniyle yurt dışı fuarlar ve etkinlikler durmuş vaziyette. Dernek olarak bu dönemde dijital pazarlama, sanal fuar ve sanal ticaret heyetleri özelinde ciddi çalışmalar gerçekleştirdik. Sürdürülebilir ihracat için her döneme uygun dış ticaret kanallarını keşfetmek ve hayata geçirmek durumdayız. Dünyada tedarik zinciri sisteminin yeniden şekillendiğini unutmamalıyız. Doğu Avrupa – Uzak Doğu ekseninde konum olarak avantajlıyız. Çin yüksek adetli satışlarda avantajlı ancak biz butik ve kaliteli üretim yapıyoruz. Yeni dönemde lehimize olan noktaları ticari anlamda kazanıma çevirmeliyiz” dedi.