Türkiye, tüm enerjisini rüzgardan karşılayabilecek durumda

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Rüzgar gücündeki şurası gücünü son 15 yılda 181 kat artıran Türkiye, 2020 yılı sonunda ulaştığı 9 bin 244 megavat (MW) şurası güçle Avrupa’da 7’inci sırada yer alıyor. Türkiye’nin 95 bin 890 MW şurası gücü içinde yüzde 10’luk hisseye sahip olan rüzgar gücünün gerçek potansiyeli ise mevcudun en az 10 katına karşılık geliyor.

Geleceğini rüzgar gücü bölümünde şekillendirmek isteyen gençlere online eğitim ve belgelendirme fırsatı sunan Windbaba’nın Stratejik Tahlil Ortağı ve Akredite Kobi Danışmanı Bülent Ulu, “Enerji ve Natürel Kaynaklar Bakanlığımızın Stratejik Planı’nda potansiyel şurası gücümüz; 10 bin MW’ı denizüstü (offshore), 38 bin MW’ı da karasal (onshore) olmak üzere toplam 48 bin MW olarak açıklanıyor. Ülkemizdeki rüzgar ölçümlerinin Milletlerarası Elektroteknik Komitesi (IEC) standartlarına nazaran yenilenmesi halinde, bu potansiyelin en az iki katına çıkacağı görülecektir. Biz de Windbaba olarak rüzgar ölçümü konusuna verdiğimiz verdiğimiz değeri, farklı bir eğitim başlığı açarak göstermiş bulunuyoruz” dedi.

“5 mt/sn rüzgar suratında bile santraller çalışıyor”

2015 yılında Güç Bakanlığı tarafından yayınlanan Rüzgâr Gücü Potansiyel Atlası’nda (REPA) yapılan ölçümlerin Türkiye üzerinde 7,5 metre/saniye ve üzerinde rüzgâr suratı olan yerleşim yerleri baz alınarak hesaplandığını hatırlatan Bülent Aziz, gelişen gereç teknolojileri sayesinde 5 mt/sn rüzgâr suratında bile santrallerin çalışabildiğini, rüzgâr ölçüm teknolojilerinde ise dünyada baş döndüren gelişmeler olduğunu hatırlattı.

“Bakanlığa nazaran 10 bin MW, Windeurope’a nazaran en az 30 bin MW”

Santral ölçeklerinin de 10 yıl evvel ile kıyaslanmayacak ölçüde büyüdüğünü kelamlarına ekleyen Büyük, şu değerlendirmeyi yaptı: “Tüm bölümün bilgi olarak kabul ettiği REPA, Türkiye’de yer düzeyinden 50 metre yükseklikte ve 7,5 m/s üzeri rüzgâr suratlarına sahip alanlarda 5 MW/km2 gücünde rüzgâr santrali kurulabileceği kabul ediliyor. Ortaya konulan 48 bin MW potansiyel güç sayısına karşılık gelen yüzölçümü ise Türkiye’nin yalnızca yüzde 1,30’unu oluşturuyor. Keza 10 yıl evvel 1 MW’lık rüzgâr santrali önemli bir büyüklük olarak görülürken, bugün tek bir santralin 10 MW’ın üzerinde kapasiteye sahip olabildiğini görüyoruz. Ülkemizde geçen yıl inşa edilen projelerin pek birden fazla 3,5-4 MW kapasiteye sahip santrallerden oluşuyor. REPA’ya nazaran ülkemizin offshore RES potansiyeli 10 bin MW olarak açıklanırken Avrupa Rüzgâr Gücü Birliği (Windeurope), bu potansiyelin en az 30 bin MW olduğunu söylüyor. Tıpkı halde karada kurulacak santraller için yapılan rüzgâr ölçümlerinin yüksek teknolojiye ve standarda sahip aygıtlarla yapılması durumunda, Türkiye’nin yalnızca rüzgâr gücünde dev bir yenilenebilir güç potansiyeli ile karşılaşacağını rahatlıkla görebiliyoruz. Tüm bu bilgiler dikkate alındığında ülkemizin yeni bir Rüzgar Gücü Potansiyel Atlası yayınlaması gerektiğini ve potansiyel güç sayılarını gerçekçi biçimde revize ederek yenilenebilir güç siyasetini tekrar şekillendirmesi gerektiğini düşünüyoruz.”

Sayılarla Türkiye’de rüzgâr gücü sektörü

-Türkiye Rüzgâr Gücü Birliği (TÜREB) bilgilerine nazaran, Türkiye’nin 2006 yılında yalnızca 51 MW olan rüzgar gücü heyeti gücü, 2020 sonunda 9 bin 245 MW’a ulaştı. Şurası gücün 2030 yılında 25 bin MW’a ulaşması öngörülüyor.

-Türkiye’deki her beş rüzgâr santralinden birisine konut sahipliği yapan İzmir, 2020 yılı temmuz ayı prestijiyle bin 806 MW heyeti güç ile Türkiye’de rüzgâr gücünün başşehri pozisyonunda.

-Türkiye’de şurası RES’lerin 2019 yılında ürettiği 20 milyar kWh’lık elektrik gücü ile Türkiye’nin 900 milyon dolarlık güç ithalatının önüne geçilirken, bu güç sayesinde spot piyasa fiyatları düşürülerek tüketicinin cebinden daha az para çıkması sağlandı.

-Türkiye’de rüzgar gücü dalında faaliyet gösteren 79 firma; 6 kıtada 44 ülkeye rüzgâr enerjsi ekipmanı ihraç ediyor. Bu firmaların cirosunun yaklaşık yüzde 70’ini ihracat oluşturuyor.

-2019 yılında rüzgâr gücü şurası gücünü 15.4 Gigavat (GW) artırarak 205 GW’a ulaştıran Avrupa, elektrik gereksiniminin yüzde 15’ini rüzgârdan karşılıyor. 2050 yılı amacı ise Avrupa kıtasında tüketilen gücün yüzde 50’sini rüzgâr karşılamak.

-Dünyanın önde gelen bağımsız kontrol kurumlarından KPMG’nin bilgilerine nazaran, 2040 yılında rüzgâr gücünün global elektrik üretimindeki hissesi, bugünkü yüzde 4 düzeyinden yaklaşık dokuz kat artışla yüzde 34’e ulaşacak.