“Elektrikli otomobillerin hem üretimi hem satışı desteklenmeli”

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Windbaba’nın Stratejik Tahlil Ortağı ve Akredite Kobi Danışmanı Bülent Aziz, elektrikli arabaların hem üretiminin hem de satışının desteklenmesi gerektiğini belirtti.

Geleceğini rüzgâr gücü bölümünde şekillendirmek isteyen gençlere online eğitim ve belgelendirme fırsatı sunan Windbaba’nın Stratejik Tahlil Ortağı ve Akredite Kobi Danışmanı Bülent Aziz, 2020 datalarına nazaran Türkiye’de araba ve hafif ticari araç pazarının bir evvelki yıla nazaran yüzde 61,3 büyüyüp 772 bin 788 adet düzeyinde gerçekleştiğini hatırlatarak, bu satışlar içinde elektrikli arabaların sayısının yalnızca 844 adet olduğunu söyledi. Avrupa Birliği (AB) başta olmak üzere tüm gelişmiş ülkelerin otomotiv kesiminde karbon salınımını azaltan yatırımları desteklediğini, bu ülkelerin araç filolarında hibrit ve elektrikli arabaların hissesi büyük bir süratle arttığını kaydeden Ulu, “Ülkeler hem üretimi hem de vergi indirimleri yoluyla satışları desteklerken, Türkiye tam karşıtı bir yol izliyor” dedi. Satılan her bin araçtan yalnızca birinin elektrikli araba olduğunu, hibrit arabalar de dahil edildiğinde yeni kuşak araçların pazar hissesinin fakat yüzde 3,8’a ulaşabildiğini söz eden Büyük, kamu otoritesinin elektrikli araba üretimini desteklerken, satışta alınan vergileri dört kat artırmasının yatırımlara ket vuracağını savundu.

“Üretime takviye, tüketime 4 kat vergi”

17 Aralık 2020’de Resmi Gazete’de yayınlanan kararnamede minimum 50 milyon TL fiyatındaki elektrik yahut hidrojenle çalışan ulaşım aracı imalatı yapan sanayi yatırımlarının ’5. Bölge Teşviği’nden yararlandığını anımsatan Bülent Şanlı, “Bu kararname ile çok başarılı bir iş yapılırken, 1 Şubat tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan bir öbür kararnamede elektrikli arabaların satışlarından alınan ÖTV oranları 4 kat artırıldı. Üretimi destekleyen fakat satışı desteklemeyen bir sistemin başarılı olma maalesef bahtı bulunmuyor” kelamlarına yer verdi.

“Bugün ürettiğimiz araçlar 10 yıl sonra Avrupa’da satılmayacak”

Otomotivde en değerli ihracat pazarı olan AB ülkelerinde 2030’dan yılından itibaren dizel araba üretiminin büyük oranda duracağını, kent merkezlerine bu araçların girmesine müsaade vermeyen kararların bugünden alınmaya başlandığını lisana getiren Şanlı şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bugün tüm gelişmiş ülkelerde yenilenebilir ve pak güç kaynaklarına yönelimde giderek yükselen bir farkındalık var. Sıfır emisyon salınımı olan yenilenebilir ve pak enerjiyi üretirken, tıpkı şuuru otomotiv başta olmak üzere tüketim araçlarında da uygulamamız gerekiyor. Elektrikli arabaların üretimleri kamu otoriteleri tarafından desteklenirken, önemli vergi avantajları sağlanarak insanların satın almaları de teşvik ediliyor. Satışların artması için mahallî idareler fiyatsız şarj istasyonları ve otopark hizmetleri veriyor. Bugün otomotiv kesiminde en değerli pazarımızı Avrupa ülkeleri oluşturuyor. Fakat bugün ürettiğimiz araçları, 10 yıl sonra müşterilerimiz satın almamaya başlayacak. Ülkemizin pak güç ile çalışan ve emisyonu düşük arabaların üretimlerini desteklerken, satışlarını da desteklemesi ve pak yakıtla çalışan araç filomuzu süratle artması için vergi avantajları sağlanması gerektiğini düşünüyoruz.”

Sayılarla otomotiv sektörü

Otomotiv Distribütörleri Derneği datalarına nazaran; Türkiye araba ve hafif ticari araç toplam pazarı, 2020’de bir evvelki yıla nazaran yüzde 61,3 büyüyerek 772 bin 788 düzeyinde gerçekleşti. Türkiye araba pazarında 2019’da 12 bin 6 hibrit ve 222 adet de elektrikli araba satışı gerçekleşmişti. 2020 sonunda ise 22 bin 272 hibrit ve 844 adet elektrikli araba satışı yapıldı. Böylelikle geçen yıl toplamda 23 bin 116 adet elektrikli ve hibrit araba satıldı. Elektrikli ve hibrit arabaların hissesi da yüzde 3,2’den yüzde 3,8’e yükseldi.