20 Kasım 2023 Pazartesi
“Osmanlı-Safevi İlişkilerinde Kürtler: Kurgu ve Gerçek” başlıklı programda Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü’nden Prof. Dr. Tufan GÜNDÜZ, Türklerin Anadolu’ya geliş sürecinden başlayarak Kürtlerin konumları ve Osmanlı-Safevi İlişkilerindeki yerlerini değerlendirdi. Konu hakkında kurgular ve tarihi gerçeklerin ortaya koyulduğu programa katılım yoğundu.
Programın açış konuşmasını Türk Ocakları Genel Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Yunus Koç yaptı. Koç, konuşmacı Prof. Dr. Tufan Gündüz’ün çalışmalarından bahsettikten sonra konuşmacıyı kürsüye davet etti.
“TARİHTEN SİYASET ÜRETMEK DOĞRULARI DEĞİL KURGULARI GETİRİR”
Prof. Dr. Tufan Gündüz, konuşmasına tarih algısı hakkında değerlendirmeler yaparak başladı. Her milletin her toplumun kendisine ait bir tarihi olduğunu, bu tarihin de o topluma ya da millete göre muteber olduğunu, gurur verdiğini belirtti. Bu bağlamda hiçbir milletin ya da toplumun tarihiyle sorun yaşanmaması gerektiğini, tarihe saygı duyulması gerektiğini belirten Gündüz, tarihin geçmişten günümüze acılar taşımaması gerektiğini, tarihin geçmişi anlamak için var olduğunu, tarihin tarih olma noktasından saptırılmaması gerektiğini söyledi. Gündüz, “Tarihten siyaset üretmeye başlarsanız, kurgu yapmaya başlarsınız. Tarihten siyaset üretmek doğruları değil kurguları getirir. Siyasetinize göre tarih kurgulamaya başlarsınız” dedi. Tarihi bir intikam alma aracı yapmanın yanlış olduğunu söyleyen Gündüz, Kürtlerle Türklerin birlikte yaşamasına yönelik ortaya atılan tezlerin iyi niyetli olduğunu, bunu sadece bizim değil pek çok Avrupa ülkesinin de kendi meseleleri için yaptığını ifade etti.
“KÜRTLER ANADOLU’YA TÜRKLERİN ARDINDAN GELDİ”
Kürt meselesinde pek çok tarih tezinin olduğunu ifade eden Gündüz, bunların pek çoğunun doğru olduğunu çünkü bahsedilen Kürt topluluklarının farklı coğrafyalarda yaşayan topluluklar olduğunu belirtti. Kürtlerin Anadolu’da Türklerden önce olması gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyleyen Gündüz, “Türklerden önce olmak demek Bizans tebası olmak demektir. Anadolu’da Bizans’ın Müslüman tebası yoktu” dedi. Gündüz Türklerin Anadolu’ya geliş sürecinden bahsettikten sonra “Türkler Kürtlerle Anadolu’da değil İran havzasında karşılaştı ve Kürtler Türklerin ardından Anadolu’ya geldi. Çünkü Anadolu bir imparatorluk toprağı haline geldi ve seyahat özgürlüğüyle bu yaşandı” dedi.
“ANKARA SAVAŞI’NDA OSMANLI ORDUSUNDA SIRPLAR VARDI. MALAZGİRT’TE KÜRT OLMASI NORMAL”
Prof. Dr. Tufan Gündüz Safevi-Osmanlı ilişkilerini değerlendirerek bu süreçteki Kürt unsurunu anlattı. Kürtlerin Anadolu’daki Türk tarihindeki yerine değinen Gündüz, Kürtlerin Selçuklu ve Osmanlı ordularında bulunmaları üzerinden siyaset üretilmesini eleştirdi. “Malazgirt’te Kürtler vardı” tezinden bahseden Gündüz, “Selçuklu da Osmanlı da imparatorluktu. İmparatorluk ordularında asli bir çekirdek unsur vardır, bu bizde Türklerdir. Bunun yanında Araplar da olur Çerkesler de olur Rumlar da olur Ermeniler de olur Sırplar da olur. Ankara savaşında Sırplar Osmanlı ordusunda vardı. Malazgirt’te Kürtlerin olması da normaldir. İmparator savaşlarda her tarafa haber gönderir. Bağlı idareciler de asker gönderir. Sonra Sultan onlara teşekkür eder. Mesele bundan ibarettir. Çaldıran’da savaşın şerefi Sultan’a aittir, her yerde olduğu gibi” dedi.
“KÜRTLER SÜNNİ OLDUKLARI İÇİN SAFEVİLERİ DEĞİL OSMANLILARI TERCİH ETTİ DEMEK BİR KURGUDUR. OSMANLI’YA O DÖNEMDE KARŞI ÇIKMAK YÜREK İSTERDİ ZATEN”
Osmanlı – Safevi mücadelesinde Kürtlerin yerini değerlendiren Gündüz, pek çok tezin tamamen siyaset üretmek için kurgulanmış olduğunu belirtti. Kürtler Sünniydi, Osmanlı da Sünniydi, Safeviler Şii’ydi, Kürtler Osmanlı’yı tercih etti. Zaten Kürtler hep Osmanlı’ydı siyaseti buradan üretelim demek tamamen bir siyaset kurgusudur. Kimse kusura bakmasın o dönemde Osmanlı’nın fetih fırtınasına karşı durabilecek, tercih yapabilecek bir güç yoktu. Bir tek Şah İsmail çıktı o da yenildi” dedi.
“ŞAH İSMAİL BİZİMDİR”
Safevi ordusunun durumundan ve Osmanlı’nın bu dönemdeki seferlerinden bahseden Gündüz, Safevi ordusunun en başta tamamen Türkmen unsurundan oluştuğunu bu Türkmen ordusundaki askerlere de “Kızılbaş” dendiğini ifade etti. Kızılbaş’ın bundan başka bir şey olmadığını bunun dışındaki yorumların da birer kurgu olduğunu belirtti. “Şah İsmail de bizimdir” diyen Gündüz, Osmanlı-Safevi ilişkilerine dair ilginç olaylar anlatarak bu durumu örneklendirdi.
“OSMANLI KÜRT BEYLERİNE ÇOK KISITLI YÖNETİM HAKKI VERMİŞTİR”
Osmanlı dönemindeki Kürtlerin konumlarını anlatan Prof. Dr. Tufan Gündüz, Kürtlerin bulundukları bölgelerde kısıtlı yönetimlere sahip olduklarını ifade etti. Ancak bunun kesinlikle günümüzde siyaseten kullanılan bir muhtevaya sahip olmadığını, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nn nüfus yoğunluğunun Türkmen olduğunu, kısıtlı Kürt nüfusu olduğunu bunların da kısıtlı ve sadece gelir toplama yetkisine sahip yönetimlere sahip olduklarını anlattı. “Doğu ve Güneydoğu’da Türk yoktu demek Akkoyunlu, Dulkadir, Karakoyunlu mirasını reddetmektir” diyen Gündüz, göç ve nüfus hareketleri üzerinden bölgedeki nüfus dengesini anlattı.
Prof. Dr. Tufan Gündüz konuşmasının ardından sorulan sorulara cevap verdi ve program sona erdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.