Büyümek neydi biliyor musun ?
Onca kalabalığın içinde yalnız kalmaktı.
Onca sessizliğin içinde çığlıklarını kimsenin duymayışıydı. Kendi ayaklarının üzerinde ayakların parçalanana kadar çaba sarf etmekti.
Canın acıdığında ben varım diyen insanların aslında yok olduğunu görmekti. Dünyaya tek geldiğin gibi tek göçeceğinin mesajıydı belki de. İnsanların çıkarları doğrultusunda davranmadığın takdirde sevilmeyen insan olmaktı, menfaatler bitince lüzumsuz tavır ve tripleri dibine kadar çekmekti.
Çevren seni kırıp dökerken bir bildiği varmış gibi davranıp sen kırıp döktüğünde en kötü insanmışsın gibi muamele görmeye sebepti. İçine çöreklenen öküzü beslemekti çoğu zaman. Kendini zorla zaptedip en kuytu köşede tek başına koy vermekti göz yaşlarını. Boğazındaki koca koca düğümlere rağmen yutkunup iyiyim yalanını bir rutin haline getirmekti. Aynı evin içinde yaşadığın insanların, üzgün olduğunu bildiği halde daha çok sana yüklenmeleriydi kim bilir.
Hatta her fırsatta tüm sinirlerini, sıkıntılarını sana yükleyip sen bir sinir harbi yaşadığında tüm anlayışsızlıklarıyla sırt çevirmeleriydi sana. Sen büyüme çocuk. Büyüdükçe kirleniyor çevre. Sahteleşiyor hisler. Binbir türlü çetrefiller eşlik ediyor onca katakülleli işlere. Büyütme içindeki çocuğu çünkü seni tek anlayan ve yalnız bırakmayacak, çıkarsız düpedüz varolan tek destekçin o olacak. İçine kapanacaksın içe dönük yapacaklar seni de. Büyütme o içindeki çocuğu. Sen içe kapandıkça o çocuk besleyecek seni ....
Bu yazı toplam 5826 defa okunmuştur.